Otomotiv endüstrisi, motorlu taşıtların tasarımı, geliştirilmesi, üretimi, pazarlanması ve satışı ile ilgilenen çok çeşitli şirket ve kuruluşlardan oluşmaktadır. Gelir bakımından dünyanın en büyük endüstrilerinden biridir. Mesela, Fransa’da otomotiv endüstrisi genel endüstrinin yüzde 16'sı kadarken Slovakya gibi ülkelerde yüzde 40'a kadar çıkmaktadır. Aynı zamanda firma başına araştırma ve geliştirmeye en fazla harcama yapan sektör olduğu iddia edilmektedir.
Otomotiv kelimesi, kendi kendine çalışan herhangi bir araca atıfta bulunan Yunanca autos (kendi kendine) ve Latince motivus'tan (hareket) gelir.
Otomotiv endüstrisi tarihi
Otomotiv endüstrisi 1860'larda atsız vagona öncülük eden yüzlerce üretici ile başladı. Amerika Birleşik Devletleri, onlarca yıldır toplam otomobil üretiminde dünyaya liderlik etti. 1929'da, Büyük Buhran'dan önce dünyada 32.028.500 otomobil kullanılıyordu ve ABD otomobil endüstrisi bunların yüzde 90'ından fazlasını üretti. O zamanlar ABD'nin 4,87 kişi başına bir arabası vardı. 1945'ten sonra ABD, dünya otomobil üretiminin yaklaşık yüzde 75'ine sahip oldu. 1980'de ABD’nin tahtını Japonya ele geçirildi ve ardından Amerika 1994'te tekrar dünya lideri oldu. 2006'da Japonya ABD'yi kıl payı geçti ve onun liderliği Çin'in 13,8 milyon adet ile ilk sırada yer aldığı 2009 yılına kadar devam etti. 2012 yılında üretilen 19,3 milyon adet ile Çin, 10,3 milyon adetlik ABD üretimini neredeyse ikiye katlarken, Japonya 9,9 milyon adet ile üçüncü sırada yer aldı. 1970'ten (140 model) 1998'den (260 model) 2012'ye (684 model) kadar ABD'deki otomobil modellerinin sayısı katlanarak arttı.
Erken otomobil üretimi, bir insan işçinin manuel montajını içeriyordu. Süreç, sabit bir araç üzerinde çalışan mühendislerden, aracın daha uzman mühendislerden oluşan birden fazla istasyondan geçtiği bir konveyör bant sistemine dönüştü. 1960'lardan itibaren sürece robotik ekipman tanıtıldı ve bugün çoğu otomobil büyük ölçüde otomatik makinelerle üretilmektedir.
Güvenlik
Güvenlik, herhangi bir risk, tehlike, hasar veya yaralanma nedeninden korunmayı ima eden bir durumdur. Otomotiv endüstrisinde ise güvenlik, kullanıcıların, operatörlerin veya üreticilerin motorlu taşıttan veya yedek parçalarından kaynaklanan herhangi bir risk veya tehlike ile karşı karşıya kalmaması anlamına gelir. Otomobillerin kendileri için güvenlik, hasar riski olmadığını ima eder.
Otomotiv endüstrisinde güvenlik özellikle önemlidir ve bu nedenle yüksek düzeyde düzenlenmiştir. Otomobiller ve diğer motorlu taşıtlar, piyasada kabul edilebilmek için yerel veya uluslararası belirli sayıda yönetmeliğe uymak zorundadır. ISO 26262 standardı, otomotiv işlevsel güvenliğini sağlamak için en iyi uygulama çerçevelerinden biri olarak kabul edilir.
Motorlu taşıtın imalatı sırasında güvenlik sorunları, tehlike, ürün kusuru veya hatalı prosedür olması durumunda, imalatçı bir partiyi veya tüm üretim sürecini iade etmeyi talep edebilir. Bu işleme ürün geri çağırma denir. Ürün geri çağırmaları her sektörde gerçekleşir ve üretimle ilgili olabilir veya hammaddelerden kaynaklanabilir.
Değer zincirinin farklı aşamalarındaki ürün ve işletme testleri ve denetimleri, son kullanıcı güvenliği ve emniyeti ile otomotiv endüstrisi gerekliliklerine uygunluk sağlanarak bu ürün geri çağırmalarından kaçınmak için yapılır. Bununla birlikte, otomotiv endüstrisi hala önemli finansal sonuçlara neden olan ürün geri çağırma konusunda özellikle endişe duymaktadır.
Ekonomi
2007'de yolda yaklaşık 806 milyon otomobil ve hafif kamyon vardı ve yılda 980 milyar litreden (980.000.000 m3) fazla benzin ve dizel yakıt tüketiyordu. Otomobil, birçok gelişmiş ekonomi için birincil ulaşım şeklidir. Boston Consulting Group'un Detroit şubesi, 2014 yılına kadar dünya talebinin üçte birinin dört BRIC pazarında (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin) olacağını öngördü. Bu arada gelişmiş ülkelerde otomotiv endüstrisi yavaşladı. Oldukça kentleşmiş ülkelerde özellikle genç nesil artık araba sahibi olmak istemedikleri ve diğer ulaşım biçimlerini tercih ettikleri için bu eğilimin devam etmesi de bekleniyor. Diğer potansiyel olarak güçlü otomotiv pazarları İran ve Endonezya'dır. Gelişmekte olan otomobil pazarları halihazırda yerleşik pazarlardan daha fazla araba satın alıyor.
Bir J.D. Power araştırmasına göre, gelişmekte olan piyasalar 2010 yılında küresel hafif araç satışlarının yüzde 51'ini oluşturuyordu. 2010 yılında yapılan çalışmada bu eğilimin hızlanması bekleniyordu. Ancak 2012’de yayımlanan yeni bir raporlar bunun tersini; yani otomotiv endüstrisinin BRIC ülkelerinde bile yavaşladığı söyledi. Amerika Birleşik Devletleri'nde araç satışları 2000 yılında 17,8 milyon adet ile zirveye ulaştı.
Temmuz 2021'de Avrupa Komisyonu, otomotiv endüstrisinin geleceği için önemli yönergeler içeren "55'e Uygun" (Fit for 55) mevzuat paketini yayınladı. Buna göre Avrupa pazarındaki tüm yeni otomobiller, 2035'ten itibaren sıfır emisyonlu araçlar olmalıdır.
24 gelişmiş ülkenin hükümetleri ve aralarında GM, Ford, Volvo, BYD Auto, Jaguar Land Rover ve Mercedes-Benz'in de bulunduğu bir grup büyük otomobil üreticisi, tüm yeni otomobil ve kamyonet satışlarının en geç 2035 yılına kadar önde gelen pazarlarda; 2040 yılına kadar da dünya çapında sıfır emisyonlu olması için çalışmayı taahhüt etti. ABD, Almanya, Çin, Japonya ve Güney Kore gibi büyük otomobil imalat ülkelerinin yanı sıra Volkswagen, Toyota, Peugeot, Honda, Nissan ve Hyundai buna söz vermedi.
Çevresel etkiler
Küresel otomotiv endüstrisi büyük bir su tüketicisidir. Bazı tahminler, lastik üretiminin dahil edilip edilmediğine bağlı olarak, üretilen araç başına 180.000 litreyi aşmaktadır. Önemli miktarda su kullanan üretim süreçleri, bileşen üretimini saymazsak yüzey işleme, boyama, kaplama, yıkama, soğutma, iklimlendirme ve kazanları içerir. Boyahane operasyonları özellikle büyük miktarda su tüketir çünkü su bazlı ürünlerle çalışan ekipmanların da su ile temizlenmesi gerekir.
2022'de Tesla'nın Gigafactory Berlin-Brandenburg'u, bölgedeki kuraklık ve düşen yeraltı suyu seviyeleri nedeniyle yasal zorluklarla karşılaştı. Brandenburg Ekonomi Bakanı Joerg Steinbach, ilk aşamada su temini yeterli olsa da Tesla'nın sahayı genişletmesiyle daha fazlasına ihtiyaç duyulacağını söyledi. Fabrika, Gruenheide bölgesindeki su tüketimini neredeyse iki katına çıkaracak ve yaklaşık 40 bin kişilik bir şehir için yeterli olacak yılda yerel makamlardan 1,4 milyon metreküp sözleşme yapılacak. Steinbach, yetkililerin orada daha fazla su için sondaj yapmak ve gerekirse herhangi bir ek kaynağı dış kaynak kullanmak istediklerini söyledi.